“Yanımda yürüyordun Milena. Düşünsene, yanımda yürümüştün...”
Kafka’nın Prag’da tanıştığı genç gazeteci Milena’ya yazdığı mektuplardan oluşan Milena’ya Mektuplar, yüzyılın en büyük aşk eserlerinden sayılır. Yalnızca Kafka’nın Milena’ya gönderdiği mektuplardan oluşan kitapta her ne kadar Milena’nın hislerini öğrenemesek de Kafka’nın ona hissettiği yoğun duygular ve Milena’nın evli olmasından, farklı şehirlerde yaşamalarından kaynaklı sıkıntılar Kafka’nın kaleminden dökülmüştür satırlara. Ölümünden kısa bir süre öncesine kadar devam eden mektuplarda sık sık Kafka’nın rahatsızlığıyla ilgili bölümlere de rastlanıyor. Kafka’nın ölümünden sonra dostu Max Brod sayesinde yayımlanarak bugün bir klasik halini alan eserde Kafka’nın iç dünyasına da daha iyi tanık olmaktayız.
“Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken, ya da uyurken, seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?”