Fransa’da bir iç savaşın hüküm sürdüğü, insanların topluca katledildiği bir dönemde geçen Lyon’da Düğün, birbirini seven ve son arzuları Tanrı huzurunda evlenmek olan iki gencin hüzünlü öyküsüdür. Mahkûmların korkuyla ölümü bekledikleri karanlık bir hapishanede yapılan bu büyülü nikâh töreni, bir an için kurtuluş umudu doğursa da, o kanlı günlerdeki kaçınılmaz son gerçekleşir yine. İnsanların ruh hallerini betimlemede usta olan Zweig, kimi zaman, tanımadığı bir şehrin karanlık sokaklarında dolaşırken tanık olduğu bir olay üzerine dünyadaki yaşamların çeşitliliğine hayran olan bir adamı, kimi zaman da rahat bir yaşam uğruna masumiyetini feda etmiş, ancak bir günlüğüne tıpkı ilk aşkında olduğu gibi saf ve temiz bir mutluluğu yeniden yaşayan genç bir kadını anlatır. İnsana ait en derin noktaların küçük bir ana sığdırıldığı bu öyküler, yazarın etkileyici anlatımıyla bizleri günlük yaşantıdan sıyırıp farklı iç dünyalara bir yolculuğa çıkarıyor.