Bir demiryolu isçisinin oglu olan Pablo Neruda, 20. yüzyili 'büyük yasamis' sairlerden. Siir, diplomatlik ve toplumsal savasim, onun yasaminin üç büyük ugrasi. Hem sürgünler yasamis, hem de ülkesi Sili’nin Paris büyükelçiligine kadar yükselmis bir ozan. Yirmi Ask Siiri, Umutsuz Bir Sarki, Yeryüzünde Konaklama, Yürekteki Ispanya, Evrensel Sarki ve Macchu Picchu Doruklari gibi yapitlariyla 1971 Nobel Edebiyat Ödülü’ne deger görülen Neruda, çagimizin en saygin ozanlarindan biri. 1958’de yayinlanan Kuruntular KitabI ise, bir anlamda, Neruda’nin 'güz dönemi'nin basyapiti. Sairin melankolik-ironik ruh yapisinin aynasi; 'siirle düsünme'nin olaganüstü bir örnegi. Onca sürgünün, onca yurt özleminin ardindan ülkesine dönen Neruda’nin, yurdunu, yurdunun denizini, topragini, halkini yeniden kesfedisinin lirik bir öyküsü. Kuruntular Kitabi, Neruda’nin belki de en kisisel yapiti.