Bediüzzaman'ın hayatına bir göz attığımızda bütün ömrünü Kur'an'un anlaşılmasına vakfettiğini görürüz. İngilizlerin; "Bu Kur'an, Müslümanların elindeyken biz onlara hakiki hakim olamayız. Bunun sukutuna çalışmalıyız" sözünü genç yaşında duyduğu andan itibaren, bildiği bütün ilimleri Kur'an'ı anlamaya ve hakikatlerini ispat etmeye vasıta yapmış ve hayatını Kur'an'a vakfeden biri olarak yansımıştır. Bunu ; " Ben Hayatta olduğum müddetçe Kur'an'un bendesi, Hz. Muhanned'in (sav) yolunun toprağıyım " sözleri ile ifade eden Bediüzzaman'ın seksen yedi yıllık hayatına baktğımızda, Kur'an vakfedilen bir ömrün en zor şartlarda ve büyük imkansızlıklara rağmen nasıl büyük işler başardığına ve bereketli geçtiğine oluruz. " Hakiki üstat olan Kur'an-ı Hakim, şuurlulara imamdır, cinlere ve insanlara mürşittir, kemal sahibi olanlara rehberdir, hakikat yolunda gidenlere öğretmendir." diyen Bediüzzaman' ın Kur'an hakkındaki görüşlerini bütünüyle kavramanın yolu eserlerini tetkik etmekten oldurduğunu görmek isteyenleri bu geniş deryaya davet ediyorm. Bediüzzaman hazretlerinin nasıl bir Kur'an hadimi olduğunu anlamak isteyenlerin buna ihtiyacı vardır. Elinizdeki eser ise, bu deryaya giden yolda bir işaretçidir.