Türkiye’nin kimligi gerek siyasal gerekse toplumsal açidan tartisilagelmistir. Iki yüzyili askin bir süredir devam eden Batililasma sürecinin bu tartismada önemli bir rolü vardir. Tartismanin bir boyutunda konu Türkiye’ye nereden bakilacagina gelir dayanir.
Disardan bakildiginda görünenlerin hangi evrensel ölçülere vurulacagi bir türlü kararlastirilamaz. Batili ölçülere göre degerlendirmenin saglikli olmadigi görüsü öne çikmaktadir. Içeriden bakildiginda da bu kez Batili ya da evrensel ölçülerin disina çikildigi kanisi yaygindir. Böylesi gelgitler arasinda Türkiye kendini tanimada önemli zorluklar yasamaktadir. Kendini tanimakta zorluk çeken bir topluma nasil yönetilecegi konusunda yine Batili kuram ve yöntemleri önermek ne gibi sorunlar yaratir? Bu tartismada Batinin yerelini evrensel olarak kabullenmek ne ölçüde dogrudur? Evrensele ulasabilmek için farkli yerel ögeleri bilimsel yöntemlerle tanimak ve karsilastirmak daha dogru bir yol olabilir mi? Kültürel görecelik ne ölçüde yöntemsel temellere dayandirilabilir? Batinin etkin sayilan yönetim kuramlari ya da stilleri her ulusal kültür için sorgulanmadan geçerli kilinabilir mi?
Bu kitap benzeri sorulara yanit aramakta, bu arayis içinde Türkiye’ye iliskin yapisal ve yönetsel degerlendirmeler yapmaktadir.
(Tanitim Bülteninden)