Kendine yeten dogal varliklar olmadigimiz gibi, dogustan kültürel varliklar da degiliz. Hayatta kalmak için dogayla aramizdaki uçurumu kültürle kapatmak zorundayiz. Eagleton, her zamanki akici ve çarpici anlatimiyla, böylesine mecbur oldugumuz kültür düsüncesinin geçmisten günümüze izini sürüyor. Farkli kültür yorumlarini titizlikle irdeleyerek tartismaya açarken, bir yandan toplum tasarimlarina, bir yandan da ideolojinin belirleyiciligine dikkat çekiyor. Egemenlik kurma/direnme süreçlerinde, aslinda dogasi geregi politik olmayan kültürün politikanin araci haline getirilisini de ortaya koyan Eagleton, örnegin, kendini evrensellestirme çabasinda olan Bati kültürünün, yeni dünya düzeninde klasik sanat eserinde oldugu gibi, bütünün gelismesi için her bilesenin istikrari gerekir düsüncesiyle diger kültürlerin islerine burnunu sokusunu ve kendi evi saydigi dünyayi istedigi gibi düzenlemeye kalkisini gözler önüne seriyor. Bizlere, "Insani olan hiçbir sey bana yabanci degil" sözünün bugün eski inceliginden oldukça uzaklasmis bir sekilde "Yeryüzünde her geri kalmis bölge çikarlarimiz için tehdit olusturabilir"e dönüstürülüsünü izletiyor ve ister istemez düsündürüyor. Kültürün din, milliyetçilik, kültürelcilik, seçkincilik, dogalcilik, ulus-devlet, kapitalizm, modernizm ve postmodernizmdeki yeri nedir? Bütün bu anlayislarin kültürü yorumlayislari nasildir? Uygarlik, özdeslik ve ticari iliskiler olumlu kavramlar gibi algilanirken nasil oluyor da en büyük kültür savaslarinin sebebi olabiliyor? Kültür kavraminin yazgisi ya somutlastirilmak ya da indirgenmek mi? "Bütün 'iyi' seylerin altinda ne çok kan ve vahset yatiyor!" diyen Nietzsche, bir anlamda kültür savaslarinin en kisa ve çarpici özetini veriyor. Yine de hiçbir kültür tümüyle olumsuz olamaz. Çünkü seytani amaçlarina ulasmak için olsa da her zaman erdemden de dem vurmak, muhakeme, inisiyatif ve zekâya alan açmak durumundadir. Bu anlamda bütün kültürler kendisiyle çelisir, çelisirken de bize umutsuzluk için oldugu kadar umutlanmak için de nedenler sunar. Iste kültür politikalarinin amaci, umudumuzu gerçege dönüstürmek olmalidir. Edebiyat elestirisinin ve "edebiyat elestirisi"nin elestirisinin günümüzdeki en etkili kalemlerinden olan Eagleton, modern dünyanin uçucu oldugu kadar seçkinci de olan "kültürlü olma" mitini ve "kültürlü insan"i kriz, savas, farklilik ve doga gibi farkli açilardan, keskin ve ironik bir biçimde yorumluyor.(Tanitim Bülteninden)