'Savas sonrasi Paris ve Coco Chanel'in amansiz çekismelere sahne olan dikis atölyesi Diliberto'nun essiz anlatimiyla yeniden hayat buluyor.' Isabelle Varlet'in Fransa'nin küçük bir kasabasindan Paris'e uzanan terzilik macerasi iste tam olarak böyle basliyor. Narin bedeni hastaliklarla bogusurken o büyük annesinin yatagina biraktigi igne iplik ve bir parça kumasla hayata tutunuyor... Isabel sevdiklerini bir bir topraga verdikten sonra solugu Paris'te, savas yaralarini sarmaya çalisan bir ulusu tepeden tirnaga yeniden yaratma hayalinin pesindeki Chanel'in, nami diger Matmazel'in, yaninda alir. Mükemmeliyetçiligi, akil almaz istekleri ve kaprisleriyle çalisanlarina eziyet etse de dehasiyla rakiplerini bile kendine hayran birakan bu aykiri kadin Isabel'in hayatinda bir dönüm noktasi olacaktir. Bir yandan moda hirsizlariyla mücadele edip parmaklari kanayincaya dek Chanel'i Chanel yapan 1919 sonbahar koleksiyonuna hazirlanan Isabel bir yandan da yepyeni umutlarla geldigi Paris'in o büyülü atmosferinde kendini ve aski yeniden kesfetmeye çalisacaktir. Vizir vizir isleyen dikis atölyelerinden tasan köpük köpük krepdösinlerin, kat kat muslinlerin, tiril tiril tüllerin sarip sarmaladigi savas yorgunu bir sehir Gioia Diliberto'nun usta isi anlatimiyla hayat buluyor ve yazar Chanel parçalari kadar zarif detaylarla bezeli üslubuyla göz kamastiran bir koleksiyona imza atiyor.