Alper elini arkadaşının omzuna koydu. “Hazır ol o zaman. Bugün istemediğimiz kadar iblis avlayacağız.”
“Ben her zaman hazırım.”
General Berat yanlarına geldi ve “Her şey hazır mı?” diye sordu. Sesi daha otoriter ve kararlı çıkıyordu.
Alper ve Kim Yoon-gi aynı anda “Evet komutanım” dediler. General Berat daha sonra merdivenlerden aşağıya indi ve avluda bulunan askerlerin yanına geçti.
Başkomutan Montinea daha fazla beklemeye gerek görmedi ve elini yumruk yapıp havaya kaldırdı. Yumruğunu açmasıyla büyük taş ve kaya parçaları demir surun üstüne yağmaya başladı. Savaş artık başlamıştı ve geri dönüşü yoktu. Sadece bir galip olacaktı ve Montinea bunun için tüm gücüyle savaşacaktı.
Alper üzerlerine gelen kayaları görür görmez o da sağ eliyle aşağıda bulunan askerlere işaret etti.
Demir surun üzeri sağlam elastik plastiklerle kaplanmıştı. Fikri, Alper vermişti ve işe yarayıp yaramayacağı şimdi belli olacaktı.