Türkiye’nin “mülk” ve iktidar yapisinin mufassal bir tarihi. Osmanli devletinin ve kimliginin olusumundan, Cumhuriyetin “devleti kurtarma”davasi pesindeki insa sürecine… Bildigimiz, bildigimizi düsündügümüz her seye dönüp yeniden bakan elestirel bir nazarla. Türkiye, insanlarin “siyaseten ve aymazlikla” öldürülüp durdugu bir ülke olmaktan nasil çikar? Tarihe devlet zaviyesinden degil “asagidakilerin” hizasindan bakan tarihçi Kudret Emiroglu, Demokrasi Ülküsü pesinde, neredeyse ezel-ebed bir Padisahlik Kültürü’nün tahlilini yapiyor. “Siyaset toplumsal, sinifsal bir zitlasma ve mücadele biçimleri üretmek yerine, merkezî iktidara yönelen kadro tarafindan yürütülen taktik oldugundan, kadro topluma karsi rüsvetçilik görevini yerine getirmekte zorlanacak ve daima kolektif önderlik kisilik kültüne – padisaha– dönüsecektir ve muhalifler hain olacaktir. Tanzimatçilar, Mesrutiyetçiler, Kemalistler ve Islâmcilar, iktidar degildir; kendilerini de iktidar degil iktidara el koyan kadro olarak görürler, çünkü halk ‘devlet siyasetinin’ disindadir.” KUDRET EMIROGLU