İnsan doğarken kaderini seçemiyor maalesef. Anne, babasını ve doğduğu yeri seçemediği gibi. Hande ve Zehra’nın hikâyesi trajik bir trafik kazasıyla anne babasını kaybeden, sonrasında yolları ve hayatları ayrılan iki kardeşin hikâyesidir.
Kimi zaman şans yüzüne güler insanın, kimi zaman da cehenneme döner hayatı. Hande’nin yüzüne gülen şans Zehra’nın hayatını karartır.
Acının ve çaresizliğin son noktasında, yeniden kesişir iki kardeşin hayatları. Tükendim dediği anda yeniden güneş doğar, yeniden yeşerir Zehra’nın gönlünün bahçesi. Hayat, bitti dediği anda yeniden başlar.
Geçmişin ve günümüzün bitmeyen toplumsal yarası şiddet, erkek egemen kesimin; egosu, hırsları, kadını hor görme, ötekileştirme ile güç gösterisi ve psikolojik şiddete dönüşür. Dayanılmaz boyutlara geldiğinde ise istenmeyen, geri dönüşü olmayan sonuçlar meydana gelebilir. Eğitim düzeltilmedikçe, eğitimli insan sayısı artmadıkça bu sorunların sonunun gelmeyeceği muhakkak.
Ne zaman mutluluğun kapınızı çalacağı hiç belli olmaz. Yeter ki kalbinden iyiliği eksiltme. Her şeye ve herkese rağmen yaşam sevincini kaybetme!