1000 TL Üzeri Kitap Alışverişlerinizde Kargo Bedava. Stoktaki Ürünler Aynı Gün Kargoya Verilir
Menü
Giriş
Şifremi Unuttum
Sepetim
Filtre
Kategoriler
Seçilen Filtreler
{{ SELECTED.TEXT }} ×
{{ FILTERS.VARIANTS.TYPE1_NAME }}
{{ FILTERS.VARIANTS.TYPE2_NAME }}
Marka
Model
{{ FILTER.NAME }}
Fiyat
Toplam 1 ürün bulunmaktadır.

Kemal Sayar Kimdir? 

Kemal Sayar 26 Mayıs 1966 yılında Ordu’da dünyaya gelmiştir. Yazar olmasının yanında Türk psikiyatri hekimidir.  

Tıp fakültesini Hacettepe Üniversitesi’nde bitirmiş, psikiyatri uzmanlığını Marmara Üniversitesinde tamamlamıştır. Önce Vakıf Gureba Eğitim Hastanesi’nde daha sonra Çorlu Asker Hastanesi’nde Psikiyatri uzmanı olarak çalışmıştır. Doçentliğini 28 Kasım 2000 yılında alan Kemal Sayar, 4 yıl süre ile Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesinde Psikiyatri AD Öğretim Üyesi olarak çalışmıştır. 2002 yılında McGill Üniversitesi’nde Tübitak araştırmacısı olarak transkültürel psikiyatri ve psikosomatik tıp alanında araştırmalar yapmış, bunun ardından Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları hastanesinde 4 yıl çalışmıştır. 2008 yılında profesör olarak Fatih Üniversitesi’nde göreve başlamıştır. Üç yıl sonra Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri anabilim dalına geçen Kemal Sayar, halen Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı başkanıdır.  

Kemal Sayar Yurtdışı Deneyimleri Nelerdir? 

Kemal Sayar Yurtiçi ve Yurtdışı çalışmaları ve eğitimleri ile son derece donanımlı bir yazar ve Türk hekimidir. Yurtdışı deneyim ve eğitimlerini şu şekilde sıralayabiliriz;  

McGill University, Montreal, Canada 

Tübitak Araştırmacısı olarak 6 ay süre ile Division Of Social and Transcultural Psychiatry, Konuk Öğretim Üyesi 

  • 1994 Guy’s Hospital London, İngiltere Department of Child and Adolescent Psychiatry
  • Dört Ay Boyunca Çocuk Psikiyatrisi Stajı 
  • 1992 Prague Psychiatric Center, Çek Cumhuriyeti Psikiyatri’de Konuk Araştırmacı (1 Ay)
  • Social Security Hospital, Santiago De Compostela, İspanya Dahiliye Bölümü, İntern Dr. (1 Ay)
  • 1992 Yeni Delhi, Hindistan ve 1995 Hamburg, Almanya Dünya Sosyal Psikiyatri Kongrelerinde Konuşmacı 
  • 2002 Advanced Study Institute (McGill University, Montreal) Davetli Konuşmacı 
  • 2003 Viyana Üniversitesi’nde Davetli Konuşmacı 
  • 2006 Stockholm Transcultural Psychiatry Center, Davetli Konuşmacı
  • 2007 Amerikan Psychiatric ssociation Annual Meeting, San Diego, CA. Davetli Konuşmacı
  • 2010 Advanced Study Institute (McGill University, Montreal) Davetli Konuşmacı
  • 2012 Advanced Study Institute (McGill University, Montreal) Davetli Konuşmacı 
  • Çeşitli Yurt Dışı Kongre ve Sempozyumlarda Katılımcı. 

Kemal Sayar Kitapları Nelerdir? 

Kemal Sayar tarafından yazılan kitapları Kitap Vadisi’nden satın alabilirsiniz. Yazarın çok okunan kitaplarını şu şekilde sıralayabiliriz;  

Kemal Sayar Şiirleri Nelerdir? 

Kemal Sayar sadece araştırma, kitap yazmakla kalmayan bunların yanında şiirde yazan bir yazardır. Kemal Sayar tarafından yazılan şiirleri şu şekilde sıralayabiliriz;  

 

Ruknettin’İn Kalbi İçin Kehaneler  

Ruknettin’in aynalarda ağladığı kadar var.  

Bir mevsimin kıyısından tutarsan Ruknettin 

Kurak ovalara yağmurlar yağar, 

Ayak bileklerinden kavrarsan bir harfi, 

Kalbin şiir olup vadilerini sular.  

 

Dost  

Kolunu kardeşinin boyuna dolayıp  

Cepheye yürür gibi bir gar kahvesinden 

Dilinde O’nun Kahhar adıyla 

Her dem ölür gibi kalp titremesinden 

Bir zaman dost diye bir kimse vardı 

Ateşi ve nuru paylaşmak hevesinden 

İki Mehtap Arasında 

Her aşk bulunduğu kalbin şeklini alır. 

Toprak kokusu değince o rüyaya 

Aşk çözülür… Geriye menekşeler kalır. 

Solmuş menekşeler: derinliğin tarihi.  

Yenik kavimlerin tarihi. 

 

Montreal Mektupları – Onüç 

Gitmek fethetmektir 

Yahut yenilmektir kan kusarcasına 

Hikayen doğrulanmalı uzaklarda 

Sessiz bir onay, mütebessim bir baş eğiş 

Ararız sokulduğumuz her sokakta 

Oysa gençken nasıl da çırpınırdık yanlışlanmaya 

Öğretsin isterdik hayat, bildiği ne varsa 

Acımadan, susmadan, kafamıza vura vura 

 

Asya İçin Henüz Vakit Var 

Sen bu şarkıları söylemezsin Ayşegül 

Çocukların ömrü çiçeklerinki kadardır derdin ya 

Ganj’ın kenarına oturmuş ağlarken Kathya 

Sen dilini kanatan şarkıları söylemezsin 

Hayat bilgisi kırık çocukların 

Yani hangi ırmağın hangi denize döküldüğünü 

Bir türlü sökemeyen ve yağmurlu günlerde 

Bisikletleri aşklara toslayan çocukların 

Şarkısını sen söyleyemezsin.  

 

Ayrılıklar İçin İyi Bir Anne 

Ben bir ceninken 

Babam askerde lavanta çiçeği koklarken, 

Yine arıyordum ayrılıklar için iyi bir anne 

Leyli meccaniyken ben, gizliden gizliye şiir okurken, 

Birden öksürdüğü olurdu babamın 

Rüyaların tuhaf yüksekliği içinden. 

Şimdi ne iyi olurdu derdim ben 

Ayrılıklar için iyi bir anne 

 

Sessiz 

Sessiz oturabilir miyiz seninle? 

Aramızda yaprakların hışırtısından, 

Ve ceylanların hayata çıkışından 

Başka bir ses olmadan. 

 

Sonsuza Dek Sophia 

Gözleriniz madam 

Gözlerinize bakıyorum da 

Sanki bir yangın yeri 

Yüzünüz talan edilmiş bir 

İmparatorluktan kalma gibi, 

Bir şair oturmuş o iki kaşın arasına 

Tüten dumana ve akan kana bakmaksızın 

Aldırmaksızın… 

 

Tanrım Beni Yavaşlat  

Tanrım..! 

Beni yavaşlat, aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir. 

Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele. 

Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver.  

Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği,  

Belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.  

 

Kemal Sayar Kaç Kitabı Vardır? 

Kemal Sayar’ın 15 kitabı bulunmaktadır.  

Kemal Sayar Kaç Yaşında? 

Kemal Sayar 55 yaşındadır.  

Kemal Sayar Sözleri Nelerdir?  

Kemal Sayar’ın yazdığı eserlerden alınan alıntıları ve güzel sözleri sizler için derledik. Bu sözleri şu şekilde sıralayabiliriz;  

  • Ben kaybolmanın erdemlerine inanan birisiyim. Göz önünden çekilmenin, sessizliğe bürünmenin, dünyayı biraz da bir kovuğa yerleşip oradan seyreylemenin insanı geliştirdiğine inanıyorum. 
  • Şiddeti pazarlayarak şiddet üzerinden para kazananlar, şiddetin yaşamın bir gerçeği olduğunu ve televizyon programlarının sadece bu gerçeği yansıttığını iddia etmektedirler. Oysa medya, yansıtmanın ötesinde şiddeti onaylamakta ve çoğaltmaktadır. 
  • Yazı yazarken çok dinleniyorum, ferahlıyorum bir keşif hayatı yaşıyorum, yazı yazmak bu açıdan çok rehabilite edici bir firar vesilesi hayatımda. 
  • Bu dünyada iç rahatımın yerinde olduğu söylenemez. Dünyadaki gurbetin, evinde olamama hissinin, dünyayı bir türlü yurt belleyememenin hüznünü içimde sürekli gezdirdim. ‘Suların ötesindeki ülke’yi arayıp duruyorum.’
  • Çok hızlı giderseniz içinizde olup bitenleri özümseyecek ve onu kendi duyarlılığınızın bir parçası kılacak kadar vaktiniz olmaz.
  • Her şeyin anlam ifade ettiği bir dünyada her şey ne kadar da anlamsız. 
  • Yani hayatı yazıklanarak, ah vah ederek yaşamak yerine; sevinçlere ve üzüntülere yeteri kadar pay ayırarak, hepsine hak ettikleri kadar yer vererek yaşamak…
  • Önemli olan, cesaret gösterip yola çıkmaktır. Hangi sahile varacağımız, bizim değil yüce bir kudretin iradesi dahilindedir. 
  • Gerçek hayatın nasıl bir şey olduğunu ve ıstırabın gerçek bir insana değdiğinde ne yapabileceğini onlara gösterin. Gerçek hayatın nerelerde soluk alıp verdiğini, insanların nelere gülüp nelere üzüldüğünü, gerçek hayatın seslerinin neye benzediğini onlara öğretin. 
  • Psikoterapi bir yandan bizi sosyal ilişkilere girme yönünde özendirirken, beri yandan kendi ihtiyaç ve tercihlerimizi başkalarına olan sadakatimizin önüne koymamızı istiyor. 
  • Korku ve kaygılar yüzünden ‘şimdi’ elimizden kaçıp gidiyor. Oysa hayat ‘şimdi’de çiçek açar. 
  • ‘Ulaşamadığına tevekkül, ulaştığına rıza, kaybettiğine sabır gösteren kişi takva ehlidir.’ Diyordu İmam-ı Gazali 
  • Etrafımızdaki insanların yapıp ettiklerini kendimize yönelik bir tehdit olarak değil de, o insanların kendi kusurlarından, eksikliklerinden kaynaklanan davranışlar olarak algılarsak hayatın biraz daha hafifleyeceğini görürüz. 
  • Hukukçuların yaptığı bir araştırmaya göre, 5 yaşındaki bir çocuk, her gün televizyon seyrettiği takdirde, 15 yaşına geldiğinde 18.000 cinsel taciz, saldırı, kavga ve işkence yolu öğrenmiş olmaktadır. 
  • Neden insanlar başkalarında olmayan bir şeye sahip oldukları zaman sevinirler? Çünkü içimizde bastırmakta zorluk çektiğimiz başkalarının önüne geçme arzusu var ki o da haset duygusunun kökünde yer alan yarışmacılık ruhuyla besleniyor. 
  • Özgürlük mutlaka sorumlulukla birlikte ele alınmalı, bu iki kavram arasında bir denge tutturulmalıdır.
  • 21. yüzyıl insanı giderek bir bukalemuna dönülüyor, menfaatine göre deri değiştiren, her ortamın rengine bürünebilen ama içsel olarak yoksul; derin anlam ve değerlerin oluşturduğu bir içsellikten yoksun…
  • Kullandığımız kelimeler, karşımızdaki insanı küçültecek, onun karakterine, şahsiyetine, vasıflarına halel getirecek etkili birer silaha dönüşebiliyor.
  • Karanlık bizim zihnimizden kaynaklanıyorsa nereye gidersek gidelim karanlıkta kalırız. 
  • Görünmez bir el, insanlarımızı birbirine asla merhametle bakmayan düşünce kamplarına bölüyor. Kendisini bu kamplara ait hissedenler, başkalarına tereddüt ve öfkeyle bakıyor, ötekini anlamayı ve dinlemeyi hiç düşünmüyorlar. 
  • Duygular, hızlandırılması mümkün olmayan kendine has bir zamanlama ve ritme sahip.
  • Her yolculuk aslında ruha yolculuktu. Meselem yeni yerler görmek değil, yeni bakışlar edinmekti.
  • Zayıf insanların daima mağdur edildiği, iyilerin ezildiği bir dünya tasavvuru insanları kendi adaletlerini kendileri tesis etme noktasına getirir. 
  • Bize haklılığını ispat derdine düşmüş demagoglar değil halis düşünce ve ilim adamları gerek. 
  • Bir sıçrama yapmam gerek, bakış açılarımı değiştirmem, olan biteni daha içeriden, daha hissederek, daha içten görebilmem gerek. 
  • Bir ağrıyı bedenimizde gezdirip dinlendirerek de olgunlaşırız. Bir hüzün nöbetinden güçlenerek de çıkabiliriz. Ve nihayet hayat, çözülmesi gereken bir sorun değildir. 
  • İnsan olmak karşıdakini duymaktır; kalbin dost karşısında infilak ve inkılaba hazır olması halidir. 
  • Zalimane anlayış bize şunu söylüyor: ‘Altta kalan altta kalmayı zaten hak etmiştir.’ Bunun adı bilimsel literatürde Sosyal Darwinizmdir. 
  • Büyüdükçe yalnızlaşırız. Büyümek, kişinin kendi ayakları üzerinde durması demektir; kendisine güvenmek, ayrılığa ve bir başınalığa katlanmak demektir. 
  • Bir arkadaşım büyük bir firmada üst düzey yöneticiydi ve azımsanmayacak bir maaş alıyordu. Ne ki şirket onun bütün ruhunu emiyor, geriye bir insan posası bırakıyordu. Hakkını vermek gerek, insanı değerlere inanan bir adamdı. Ruhundaki bozulmayı görerek ani bir kararla istifa etti. 

Kemal Sayar Kitapları Kitap Vadisi’nde! 

Kemal Sayar tarafından yazılan kitapları uygun fiyatlarla bütçenizi zorlamadan Kitap Vadisi’nden satın alabilirsiniz.  

 

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.