“Kendi değişimini yaratabilecek güce sahip olana kadar var olan değişime uyum sağlamak gerekir. Yoksa o değişim bizi yutar ve içinde kayboluruz. Onlar da bu nedenle beklediler. Ancak değişim kuvvetlendi ve atalarım farklı bir değişim yaratabilecek gücü kendilerinde bulamadı.
İnsanoğlu aradan geçen binlerce Dünya senesinin sonunda daha da bozuldu. Medeniyetlerini ilerlettikleri sanrısına kapıldılar, ancak yanılıyorlardı. İnsanlar karamsar olmayı gerçekçi olmak sanıyorlar. Her konuda karamsar oldular. Sadece maddi materyaller arzuladılar ve hayal kurmayı bıraktılar. İnsan hayal kurmayı bırakırsa ruhunu hasta eder. Onlar farkında olmadan ruhlarını hasta ettiler ve bu hastalığı birbirlerine bulaştırıp çocuklarına da aktardılar. İşte tehlike tam da burada başlıyor. Asekat’ın yaydığı Korok hastalığı, insanlığın geldiği durumda normalden çok daha hızlı yayılıp bir felakete sebep olabilir. Bizler bağışıklığa sahip olduğumuz hâlde çok kısa bir süre direnebildik ve şu an çok azımız sağlam durumda kaldı. İnsanlık çok daha feci bir durumla karşılaşmak üzere maalesef.”
Asekat’ın yarattığı Korok salgını ve salgının etkilediği dokuz farklı ırk… Dünya’yı salgından korumak için Kayıp Gezegen’e getirilen çocuk, görevini başarabilecek mi? Zamanın başından beri yaşayan Rolla ve Yahaller… Karanlık Orman, Kum Sahili, Mekanik Kale… Üç Güneş battığında ve üç Ay doğduğunda Kayıp Gezegen’de acaba neler yaşanacak?