Günümüzde kapitalizm, tek geçerli siyasal ve ekonomik sistem olarak kendini göstermektedir. Öyle ki dünyanin sonunun geldigini hayal etmek, kapitalizmin sonunu hayal etmekten bile kolay hale geldi. Özellikle 1989’dan sonra ‘yegane gerçekçi sistem’ olarak her türlü siyasal, ekonomik, kültürel alanda hakimiyetini kabul ettirmis, kendisine alternatif bir sistem imkansiz hale gelmistir. Peki bu ‘gerçekçi kapitalizm’in is, kültür, egitim ve ruh sagligi üzerindeki etkilerini ne yapacagiz? Yol açtigi sonuçlardaki ya da kriz anlarindaki tercihlerini hangi özgürlükler içerisine yerlestirecegiz? Iste Kapitalist Gerçekçilik bu ve bunun gibi sorulara radikal ama bir o kadar da elzem cevaplar ariyor.