Bu inceleme toplumsal bilimlerle belgesel filmcilik arasinda mümkün bir birlesmenin boyutlarini tartisiyor. Bunun ön sartlarindan birinin hâlihazirdaki “kanaatler sosyolojisinin” bir elestirisi olmasi gerektigine inaniyoruz. Bu yalnizca siradan toplumsal arastirma pratigine yönelik bir elestiri degil, yorumcu-epistemolojik tarza ve toplumbilimsel yaklasimlarin“metin” ve “kanaat” etrafindaki epistemolojik dügümlenisine yönelik bir elestiridir. Spinoza’nin “duygular ögretisi” bu noktada bizim için merkezi bir öneme sahip: duygular sosyolojisi kendi basina bir epistemik alan olmaktan çok, adanmis oldugu alanda bir praksis olusturmaya çabalamali. Bu praksisi nihai olarak Dziga Vertov’un sine-göz ve sine-hakikat yaklasiminda,çagdas video alaninda ise Jean-Luc Godard’in videoyu bir “düsünme cihazina”dönüstürmeyi amaçlayan yaklasimlarinda görüyoruz.ULUS BAKER