Time dergisinin “Beckett’ten beri çagdas yazinin en büyük adi” diye nitelendirdigi Handke’nin en önemli yapitlarindan biri olan Kalecinin Penalti Anindaki Endisesi, bir tek sözcükle tanimlamak gerekirse, dille dünya arasindaki “bos”lugun romanidir. Metin, Bati toplumlarinda yasayan “uygar” insanlarin iliskisinin (ya da ayni anlama gelmek üzere, iliskisizliginin) yarattigi “bos”lugun “özgürlestirici” ve “öldürücü” boyutlari üzerine kuruludur.Romani edebiyat estetigi açisindan farkli kilan yan, Handke’nin dile olaganüstü bir önem vererek “bos”lugun üslubunu yaratmis olmasidir. Klasik romanlardaki tipleme yoktur bu kitapta. Kalecinin penalti aninda duydugu endisenin bütün bir hayata yayilmasindan duyulan tedirginlik ve dilin iliski kurmadaki eksikligi islenir bu metinde, hem de büyük bir basariyla.Handke’ye göre, “Edebiyatin görevi toplumsal kosullandirmayi yikmak ve kültürün insan ve doga üstündeki baskisini kaldirmaktir. Ama edebiyatin kendisi de her zaman için kültürün bir parçasidir ve dolayisiyla kendi içine dönük ve kendine yeniktir. Yazmak, kendi kendini hapsetmek, kendini yasamdan uzaklastirmaktir ve bu da bir tür sizofrenidir aslinda.”“Yalnizlik”, “bosluk”, “iliskisizlik”, “dilin iliski gücü” gibi temalarla örülü, iyi edebiyatin “zor” metinlerine ilgi duyan okurlarin büyük zevk alacaklari bir basyapit...