Baharın gelişini kutlamak için bana iyi sazlardan yapılmış ince zarif bir Syria flu¨tu¨ verdi. Üzeri balmumu ile kaplanmıştı, dudaklarıma değdirdiğimde bal tadı alıyordum. Beni kucağına oturtup onu nasıl çalacağımı öğretiyordu. Ve ben heyecandan titriyorum. Benden sonra o çalıyordu flu¨tu¨ ama sesi o kadar yumuşak ki zar zor duyabiliyorum. Kucağına oturduğumdan, konuşmaya ihtiyaç bile duymuyoruz. Ama çaldığımız nağmeler birbirimizi tamamlıyor. Dudaklarımız flu¨tu¨n ağzında sırayla birleşiyor. Karanlık çöktu¨, yeşil kurbağalar şarkılarına başladı.