"Sahan'in hayati simdi yokla uar arasindaydi. Topraga basan ayaginda hayat, havada korkuyla titreyen öteki ayaginda ise ölüme, yok olmaya hazirlanis uardi. Üç bes saniyelik duraklamadan sonra havadaki ayagini da topragin karanlik suratina koydu. Bekledi. Simdi iki ayaginin altinda ölüm yoktu. Seuinir gibi oldu. Fakat bu sevinci, inceden esen yel, hemencecik ötelere tasidi sanki."Kaçakçi Sahan'da Anadolu halkinin sonu gelmez yoksullugunu, ezilisini ve bunlara ragmen kaybetmedigi umudunu anlatiyor. Kitapta yer alan öykülerde; agalik sistemine baskaldiristan, erkek egemen toplumlardaki kadin imgesine, ekmek parasi ugruna vatanini, ailesini terk edip gâvur topraklarindanmedet umulmasina kadar çesitli olaylarla kirsal kesimin hayatta kalma mücadelesi gözler önüne serilip okuyucuya adeta ibretlik yasam kesitleri sunuluyor.Kitaba adini veren "Kaçakçi Sahan" adli öyküde ise, fukaraligin ölüm korkusunu yenisini ve yoksullugun çaresiz biraktigi bir babanin oglu karsisindaki aczini gözler önüne seren Bekir Yildiz, edebiyatin baska yasamlari aktarmadakigücünü bir kez daha gösteriyor okurlara.