Türkiye'nin nüfus yapisi, büyük oranda Osmanli'nin son döneminden mirastir. Göç ve iskânin Anadolu'nun Türklesmesindeki önemini anlamak için kendi aile geçmislerimize bakmamiz yeterli olur. Türkiye'nin etnik ve dinsel yapisinin yeniden sekillenmesi, Milli Mücadele'den çok Ittihat ve Terakki'nin tam iktidar oldugu yillara (1913-1918) denk düser. Fuat Dündar, Ittihat ve Terakki'nin, Osmanliciliktan Türkçülüge geçirdigi ideolojik dönüsüm dogrultusunda bu yillarda uguladigi göç ve iskân politikilarini inceliyor. Anadolu'nun Müslümanlastirilmasi ve Türklestirilmesi için uygulanan bu politikalari, sifreli telgraflar gibi birincil kaynaklara basvurarak aydinlatiyor. Nüfusun üçte birinin yerleri degistirileek birbirine karistirildigi bu dönemin sosyo-ekonomik yapisini ve toplumsal ruh halini, anilar ve belgelerle ortaya koyuyor. Müslüman halklarin nasil bir politika dogrultusunda iskân edildigi ve Ittihat ve Terakki'nin, karsilastigi muhacir ve mülteci sorunlarini hangi yollarla çözmeye çalistigi, bu kitabin iki temel mevzuu.
Tarih çalismalarinda büyük oranda ihmal edilen göç ve iskân politikalari, hem Cumhuriyet'e devreden Türkçü devlet zihniyetini hem de bugünkü etnik-dinsel karisimi kavramak açisindan son derece önemli. Dündar bu çalismasiyla, "uluslasma" sürecinin en önemli bilesenlerinden birini, yani nüfusun homojenlestirilisini tüm yönleriyle ortaya koymus oluyor.