Onlar birbirlerini seven üç arkadaştır. Sonra, günlerden bir gün bir şey olur. Ne olur? Bu, uzun hikâyedir, güzel hikâyedir. Kitabın içindedir. Üç arkadaş yollara düşer. Uzakları, görmedikleri, bilmedikleri coğrafyaları görürler, yaşarlar. Okura da yaşatırlar. Peki, yollarda ne olur? Alışkanlıklarımız, öğrendiklerimiz çoğunca iyidir, güzeldir. Ama bazen “arkadaş”larımızı bile “öteki”leştirebilecek denli bencilleşebiliriz. Bektaş’ın yazın serüveninde anlattığı ana konulardan biridir bu. Dünyamızda bir tek insan dahi aşağılanırsa, ötekileştirilirse, bu Bektaş’ın sızısı olur, derdi olur. Bektaş bunu gündeme getirir, evrensel bir dille anlatır; dünyamızın nasıl daha güzel olabileceğini edebiyattan ödün vermeden, öfkelenmeden gözlerimizin önüne serer. Dili “çocukça”dır.