Irk kelimesi yeniden moda oldu. Ancak bunun tam olarak ne anlama
geldig?ini bildig?imizden emin miyiz? Farklı ku¨ltu¨rlerden insanlar arasındaki
ilis¸kiler ve sosyal es¸itsizlikler genlerimize ne kadar bag?lı?
Guido Barbujani’nin Irkların I?cadı kitabı, bu¨yu¨leyici bir tarihsel-eles¸tirel
yolculukla, ırksal sınıflandırmaya yo¨nelik ilk giris¸imlerden modern DNA
c¸alıs¸malarına kadar insan c¸es¸itlilig?inin biyolojik temeline ilis¸kin tartıs¸manın
as¸amalarının izini su¨ru¨yor. Genetig?in, Afrika ko¨kenlerimizden bes¸ kıtanın
koloniles¸tirilmesine kadar insanlıg?ın yolculug?unun en uzak as¸amalarını
yeniden ins¸a etmeyi nasıl bas¸ardıg?ını go¨steriyor. Bu bilginin, insanlıg?ın
biyolojik olarak farklı gruplara, dig?er tu¨rlerde ırk olarak adlandırılan gruplara
bo¨lu¨ndu¨g?u¨ yo¨nu¨ndeki 19. yu¨zyıl fikrini nasıl c¸u¨ru¨ttu¨g?u¨nu¨ anlatıyor. Irk
kavramının besledig?i ırkc¸ılıkla mu¨cadele ic¸in deg?erli bilgiler sunuyor.
“Aramızdaki farklılıkların biyolojik temellerini anlamak istiyorsak, ırk
kavramının gereksiz ve zarar verici oldug?u giderek daha as¸ika^r hale geliyor.
Bunun nedeni, insanın bas¸ka tu¨rlerde ırk olarak adlandırdıg?ımız biyolojik
gruplardan olus¸mamıs¸ olmasıdır. Bizi hic¸bir yere vardırmamıs¸ olan, bir
o¨nem tas¸ımayan ırk sınıflandırması gayretimizi terk ederek, aras¸tırmamızı
gerc¸ekten o¨nemli olan konuya yo¨nlendirebilirdik: bireyler ve toplumlar
arasındaki farklılıklar. Bu toplumları, atalarımızdan aralıksız olarak bize
kadar aktarılan farklı DNA’ya sahip birc¸ok insan olus¸turdu. Bugu¨n DNA’ya
baktıg?ımızda, go¨c¸lerin ve binlerce yıl ic¸inde birbiriyle kaynas¸ma sonucunda
genomlarımızın birbirine karıs¸masının, go¨zlerimizin o¨nu¨ne serilen
rengarenk elbiseyi hepimize giydirmis¸ olmasının izlerini takip ediyoruz.”