Suriyeli anne o sabah ikinci kez dizlerinin üstüne çöktü, ve kızının yalın ayakları bir kez daha soğuk bir zemine dokundu. Çocuk ayaklarının üstünde, annesinin neden birden yere oturduğunu merak ederek, gözlerini açtı. Anne nemli gözlerle ona bakıyordu. Birden yüzünde bir gülümseme belirdi. Çocukta gülümsedi bir an için.
Safa, dedi anne, git kızım.
Nereye?
Dedene git, koş hadi yavrum.
Ama daha babam dönmedi. dedi kız, göğsünde bir iğne hissederek.
Ben geleceğim arkandan.
Safa iki adım uzaklaştı annesinden, sonra bir kaç adım daha, her adımdan sonra dönüp annesine bakarak. Kadın çocuğuna gülümsemekten hiç vazgeçmemişti. Bir kaç adım daha uzaklaştı kız, sanki kalbini annesinin kucağında bırakmış. Artık arkasına bakmayı bırakıp kurşun seslerinin korkusuyla koşmaya başladığında, ardından adımlarını izleyen annesi gözlerini kapatıp öne doğru kendisini bıraktı.
İnsanlığın firarda olduğu günümüzde, Suriye'de yaşanan ve halen de yaşanmakta olan felakete ışık tutan bu kitap, iki yakın arkadaşın bu korku ve zulüm dolu coğrafyadaki macerasını anlatmaktadır. Kendilerine ‘Nokta atışı’ ismi verilen bu iki kişilik tim, Suriye'ye gerçekleştirmek için gönderildikleri ölüm dolu görevi başarabilecek mi? Macera, ihanet, aşk ve dram dolu hikaye sizlerle