İrfan, insanın Rabbini ve kendini tanıması ve bu tanımanın sağladığı sırat-ı müstakimde yürümesidir. İlim bilmektir; İrfan, hem bilmek hem yaşamaktır, ilmiyle bütünleşmektir.
İrfan sahibi insan hikmet sahibi olur, hikmet de insanın vasat olmasını, yolun ortasından gitmesini (hanif olmasını) sağlar, yolun ifrat ve tefrit olan iki üç kenarına sapmasını (canif olmasını) önler.
Her insan bir farktır ve her fark bir yoldur. Sosyal varlık olan insanın, yaşamı boyunca sayısız insanla yolu kesişir. İrfan sahibi insan, bu kesişmelerdeki olası sürtüşmeleri, çatışmaları, yıpranmaları irfanından kaynaklanan hanif ve hekim vasıflarıyla minimize edebilir.
İnsanın irfanı, insanın gönül ve düşünce dünyasına enginlik kazandırır ve engin insan da okyanus dingin olur, gönül deryasında sayısız farka yer açar.