“Fakat hayret, birden Galatasaraylilar canlaniyor. Akin akin üstüne. Fener’de ise fazla bir emniyet ve lüzumsuz bir gurur var… Muslih uzaktan bir kafa darbesiyle ikinci sayiyi kaleye sokunca Galatasaray’da ümit fazlalasti. Zaten Galatasaray’in canlanmasina mukâbil Fener’de umûmî bir atalet gözüküyor... Iste yavas yavas harikayi yaratan, gayr-i kâbili mümkün kilan sari kirmizililar üçüncüyü ve beraberlik sayisini kaydedince Fener tehlikeyi anladi… Fakat ayni panige simdi onlar ugramislardi. Galatasaray ise hâlâ hücumda ve hattâ bir sut direge çarpiyor ve Fener’i galip muvaffakiyetten maglup dereceye düsürmeye ramak kaliyor.” Mehmet Yüce, Türkiye futbol tarihini özgün kaynaklara inerek yeniden yazdigi çalismasinin ikinci cildinde, 1923-1952 dönemini ele aliyor: Cumhuriyetin ilanindan, profesyonelligin resmen baslayisina kadar.Istanbul’un büyük üçlüsüne ve Istanbul turnuvalarina takilmiyor sadece kitap, sadece Ankara ve Izmir’e de bakmakla kalmiyor, Türkiye’nin bütün tasralarindaki futbol mesgalesine mutlaka göz atiyor. “Çamurlu, tozlu sahalara; her an yikilacak gibi duran, zaman zaman çöken ahsap tribünlere; bazen neseli, sakaci hattâ alayci olan, bazen de kizip en yakasi açilmadik küfürleri dahi etmekten çekinmeyen, kulüplerinin rengine âsik hararetli taraftarlara”, muhabbetli bir seyahat.
Menü
Sepete Ekle
