“Abi simdi diyelim kadin benim yanimda oturuyor, vol söylemezsen kalkar. Kalksa misal ortamda bir sürü orospu çocugu oturuyor, onlar hele aran birileriyle bozuksa, belki adamin niyeti o degil ama gider oraya oturur diye düsünürsün, kalkmasin dersin. Kadin bunu bilir, garson senin aran kiminle bozuk bunu bilir, zaten garson dedigin adam orospu çocugunun önde gideni, bir dönüm içinde kirk tazi yakalayamaz. Simdi kadin bir de senin masana oturunca, hele sen iki üç aksam oraya gidip, bir seyler söylemissen, yani yatirim yapmissan, vazgeçemezsin.”Tasrada gece hayatinin bir panoramasi… Ekonomi-politik dinamiginden eglence kültürüne, davranis kodlarina, raconlarina… Osman Özarslan, tasrada bir modernlik deneyiminin de mekâni olan gazino ortaminin derin bir analizini yapiyor.Analizin odaginda, erkeklik var. Erkekligin insasinda, gece hayati ve eglence kültürünün islevini anlatiyor kitap. Kadin bedeni üzerinden ve parayla/harcamayla “kanitlanan” bir erkeklik performansinin zengin –ve acikli- bir tasviriyle karsilasiyoruz. Cömertlik jestleriyle, yakisikli veya “belali” imgesiyle ve türlü marifet sergileyerek gerçeklestirilen o performansi, yazar bir “erkeklik müzayedesine” de benzetiyor. Garsonlarin, fedailerin yani sira konsomatrislerin dünyasi da yansiyor çalismaya. Onlarin bu erkeklik insasindaki rolleri yaninda, kendi stratejileri var.Sadece konusuyla degil, çok yönlü ve ince bakisiyla da renkli bir çalisma.