“İntihar ölümcül bir hastalıktır ve insan hasta olduğundan emin olamaz ki tedavi olabilsin. Mucizevi bir ilacı yoktur.
Drieu’ye gelince, psikanaliz onun için romancının
araç gereçlerinden biri olagelmiştir.”
Jacques Lacan
Fransız edebiyatının esrarengiz isimlerinden Pierre Drieu La Rochelle, otuz yaşında intihar eden dertli arkadaşı Jacques Rigaut’dan etkilenerek, arkadaşının ölümünden bir yıl sonra Hayalet Işık’ı kaleme alır. Rigaut’nun son günleri, Drieu La Rochelle’in kitabının kahramanı Alain’e esin kaynağı olur.
Hayalet Işık, askerlik hizmetinden döndükten sonra derbeder bir hayat yaşamış, kadınlara ve paraya düşkün, uyuşturucuya bağımlı hale gelmiş Alain’in ışığıdır. Bağımlılığı için tedavi gördüğü kliniğin doktoru onun artık iyileştiğinden, klinikte kalmasına gerek olmadığından emindir. Doktorla aynı fikri paylaşmayan Alain, Paris’teki eski arkadaşlarını ziyaret etmeye karar verir. Arkadaşları hayatla arasındaki bağı onarabilecek, ona yardım edebilecek midir?
Yeni Dalga akımının önde gelen isimlerinden Louis Malle’in 1963 yılında Le Feu follet adıyla sinemaya uyarladığı, 2011 yılında bu kez Joachim Trier’in Oslo, 31 Ağustos filmine ilham kaynağı olan Hayalet Işık, güncelliğini koruyan, zamansız bir anlatı…