“Dış kapıyı kapatıp bir abajur yakmıştı, karanlığı tercih etmemesinin sebebi içinde
büyüyen koyuluktu, içi aydınlık olanlar genellikle loşluğu ve derinliği sevmişlerdi,
kendisinde ise bir kuyunun içinde ne kadar ışık varsa o kadar sızma bir tutam parıltı
vardı. Günü güneşin sabahtan sönmesiyle bitirmişti aslında, hakaret etmeden, yüksek
ses olmadan, aşağılama vesaire olmadan ağır bir kırık nasıl olur bizzat öğrenmişti.”