Dünya edebiyat tarihinde sinif mücadelesini Germinal kadar dokunakli, ayrintili anlatan; dönemin bütün felsefi ve iktisadi görüslerini kahramanlarin sözleriyle, hayatlariyla canlandiran baska bir eser bulmak zordur. Germinal, Fransiz edebiyatinin basyapitlarindan bir ve Zola'nin her zaman gurur duydugu en önemli romanidir. Kuzey Fransa'daki bir madenci toplulugunun yoksullugu, çaresizligi ve mücadelesi, kömür madenlerinin tehlikeli galerilerinde yasanan büyük acilar, maden kazalari, daha fazla kâr ugruna insan hayatinin hiçe sayildigi olaylar, en dogal haliyle isçi kültürü, kitlesel ve yikici grev hareketlerinin siyasi ve psikolojik dinamigi; bütün bunlar, kitapta en canli renklerle anlatilmakta, yasanan insanlik drami tarihin içinden geçerek günümüze kadar uzanan o büyük mücadeleyi aydinlatmaktadir.
Germinal, emegin ve insanlarin gelecegine dair umut dolu bir eserdir ayni zamanda. Bu büyük umudu "germinal"(verimli, canli tohum) sözcügünde ve kitabin su son cümlelerinde buluruz:
"Simdi nisan günesi tam gökyüzünde, dogum sancilari çeken toprak anayi isitarak bütün görkemiyle isildiyordu. Toprak ananin verimli bagrindan yasam fiskiriyor, tomurcuklar yesil yapraklar halinde patliyor, tarlalar bas vermek için sabirsizlanan tohumlarin itisiyle ürperiyordu. Tohumlar sicaga ve isiga kavusmak için dört bir yanda kabarip uzuyor, ovayi yarip disari firliyordu.
Germinal, insanlik draminin ve umudun, bütün zamanlarin romanidir.