Alevilik tarihi, inanç anlayışı, ibadet anlayışı üzerine son dönemlerde ağırlıklı olarak, birçok kitap yazılmış ve yazılmaktadır. Alevilik günümüzde her ne kadar daha özgür dile getiriliyor olsa da yavaş yavaş asimilasyona uğramaktadır. İçi boşaltılmış kavramlar, hurafe ve dogmalarla doldurulmakta ve bilgi eksiliği sebebiyle de anlaşılamamakta ya da yanlış anlaşılmaktadır.
Yazar bu çalışmasında özellikle Anadolu ve Mezopotamya’daki günümüzden yaklaşık 3000 yıl öncesine kadar Batıni ve ezoterik okul ve ekolleri bir metod dâhilinde ele alarak incelemiştir. Alevilikte Tanrı anlayışı ile İslamiyet’teki Tanrı anlayışı arasındaki farkları temel unsurlarıyla ele almıştır.
Ünlü düşünür ve filozofların; Tanrı, inanç, yaradılış ve ahiret üzerine düşüncelerine, Alevi öğretisine bakış ve yorumları ile de yüzeysel anlatımın aksine köklerine inerek “manayı anlama” ya “özü kavrama”ya “YOL” açmıştır.
“Hakk´tan nida geldi, ettik icabet,
Kırkı bir eyleyip yaptık muhabbet,
Muhammet Ali´ydi, Ali Muhammet,
Yamayıp vahdete binde sırladık.”