Kuantum Fiziği ile Uzak Doğu Mistisizmi arasındaki şaşırtıcı benzerlikleri inceleyen öncü eser
Evren, birbirinden ayrı parçaları belirli bir düzen içinde işleyen “mekanik bir saat” gibi düşünülmüştü uzun yıllar boyunca. Bunun sonucunda ortaya çıkan determinist ve Kartezyen (ayrıştırmacı) bilim anlayışı da, maddesel düzeyde insanlığın büyük gelişmeler yapabilmesini sağlamıştı.
Ancak maddesel alan ile ilgili bu bilimsel verileri, kendi enerji bedenlerini (ruhsal yapılarını) anlamak amacıyla kullanmak zorunda kalan insanlar, bireysel gelişimleri ilgili konularda bugüne kadar bir türlü beklenilen sıçramayı gerçekleştiremediler.
Kuantum Fiziği’nin ortaya koymuş olduğu yepyeni bir bilimsel yaklaşım, bu çok önemli eksikliğin giderilmesinin önünü açmış bulunuyor.
Evrenin birliği ve bütünselliği olarak dile gelen bu yeni gerçeklik anlayışını açıkladığı kitabında Fritjof Capra, çağlar öncesini felsefi birikimleri ile modern bilimin buluşmasını gerçekleştiriyor.