Kim ki, Allah’in arzinda kendisini mülkün sahibi olarak görür; kim ki, kendisini biricik ve kâhir otorite olarak görür; kim ki, kendisini siyasi iktidar düzleminde hâkimi mutlak olarak görür ve gösterirse, böyle birinin ilâhlik davasi güden bir sarlatan olduguna hükmetmek için, onun insanlarin önüne çikip da “ben sizin ilahinizim, velinizim, velinimetinizim, kefilinizim ya da haminizim” diye bagirmasi gerekmez. Bunun içindir ki Kur’an-i Kerim, ne zaman hilkatten (yaratilistan), esyaya takdir edilen ölçü ve yasalardan, yaratilmislar âleminin bagli oldugu düzenden söz etse, israrla, Allah’in hem yaratmada, hem ölçü ve yasa koymada ve hem de âlemi çekip çevirme isinde ortagi olmadigini vurgulamakta, hükmünde ve mülkünde serîki (ortagi) bulunmadigini belirtmektedir.