Bu kitap dört ayri yazidan olusuyor. Birbirinden bagimsiz olan bu yazilar arasinda ortak bir yan var. Bu ortak yan felsefenin dört temel alaninin sorunlarini bilgi açisindan tartisiyor olmakla ilgilidir. Bilgi sorunlari felsefede önceliklidir. Bugünün darmadagin olmus felsefe dünyasinda bunun böyle olmadigini görüyoruz. Felsefe dedigimiz bilgi alani felsefeyle çokça ilgisi olmayan felsefe uzmanlarinin eline geçeli beri bilgi sorunlari unutulmus görünüyor. Bu kitabin birinci yazisinda felsefenin temel konusu olan bilgikuraminin ne olup ne olmadigi ve felsefe tarihi boyunca nasil bir gelisim gösterdigi tartisiliyor. Ikinci yazi özgül bir konu çerçevesinde toplumda bilgi sorunlarini irdelerken tarihsel olaylarin tanikligina da basvuruyor. Üçüncü yazi estetigi ele aliyor. Estetigin uzunca bir zamandir felsefenin yöntemleriyle düsünmeyi birakip kendi yöntemlerini bulmus ve belli bir bilimsellik degeri kazanmis olmasi estetikçinin sorunlara ayni zamanda felsefenin gözleriyle bakmasini engellemez. Estetik uzun zaman felsefenin bagrinda yasadi ve günü gelince ondan ayrilip kendi alanini olusturdu. Dördüncü yazimiz ise ahlakla ilgilidir. Ahlak felsefeyle baglarini koparmis degildir, koparacak gibi de görünmüyor. Onu felsefenin bir dali olarak belirlerken felsefeyi baslibasina bir ahlak diye degerlendirmek yanlis olmaz.
Menü
Sepete Ekle
