Bazı zombiler beslenebilir.
Bazıları ise yok edilmelidir.
Siz iyisi mi Anıta Blake’e bir danışın.
Anita, şimdiye kadar zombileri yalnızca rahatsız edici bulmuştu. Tehlikeli olduklarını düşünmüyordu. Şimdiye kadar bir zombinin, insanların acılar içinde kıvranmasına neden olduğunu duymamıştı hiç.
Ama artık her şey değişti.
Micah’ın uzun zamandır görmediği babası ölüm döşeğindeydi. Doktorlarının fısıldayarak “zombi hastalığı” olarak adlandırdığı tuhaf bir hastalıkla karşı karşıyaydı ve içten içe çürüyordu.
Anita geçimini zombilerden sağlasa da karşısındaki türü tanıdığı pek söylenemezdi. Bu yeni yaratıklar, gün ışığında avlanan tiplerdi. Üstelik en az vampirler kadar hızlı ve güçlülerdi. Isırdıkları insan, onlardan birine dönüşüyordu. Durmadan kendini yineleyen bir döngüye takılmış gibilerdi.
Peki nerede duracaktı bu?
Cevabı Anita Blake bile bilmiyordu.
Ama çok geçmeden öğrenecekti.
“Hamilton doğaüstü hikâyelerin en yaratıcı ve
heyecan verici yazarlarından biri olmaya devam ediyor.”
–CHARLAINE HARRIS