Romanlar kimdir?
Her ne denli Çingene (Kıpti) sözcüğü, kökenbilimsel anlamıyla Mısır’a (İngilizce: Egypt) göndermede bulunmakta ise de, çünkü Orta Avrupa’ya ilk gelen Çingeneler kendilerini “mısırlı, yani Mısır Firavunu’nun halkı” olarak tanıtmış oldukları söylenir; aslında Çingenelerin kökleri ve kökeni sorunu bilimcilerin anlaşamamış olduğu bir konu olup, yaygın kanı bu halkın “Hindistan’ın unutulmuş çocukları” olduğu yönündedir. En eski kuramlardan biri de, Çingenelerin ‘ortaya çıkışının’, Büyük İskender’in Hindistan’ı kuşatmasının ardından olmuş olacağını savlamaktadır. Yarı-destansı bir başka açıklamaysa ünlü İran’lı şair Firdevsî’nin “Şehname” adlı ünlü eserinde yer alır. Buna göre, Sasani hükümdarı Behram Gur, Kuzey Hindistan’ın kralı Shankhala’dan, kendisine büyük bir müzisyen topluluğu göndermesini rica eder. Gelen müzisyenlerin icrasından ziyadesiyle mesut ve bahtiyar olunca da bunlara der ki, “Siz hiç gitmeyin, kalın benimle”. Müzisyenler bu dâvete sevinerek uyarlar; ne ki uygulama sonucu hiç de öyle istendiği gibi olmaz; müzisyenlikten başka bir iş bilmeyen bu insanlar tarla ekemez, ekin biçemez, koyun kuzu otlatamaz - tek bildikleri yemek içmek, vur patlasın çalıp oynamak, yorulunca da yatıp uyumaktır. Hiçbirşeyi dert etmez, gam tutmazlar. Ee, tabii ki bu iş böyle gitmez. Sultan bu işe çok bozulur ve “Defolun gidin buradan!” der… Böylece kovulan Roman halkı, bu ülkeden çıkıp Avrupa’ya ve başka başka ülkelere göçer; bu arada Mısır’a da uğramayı hiç unutmazlar. Gerçekte yararları zararlarından kat kat fazla olan bu sevimli ve sevgili dostlarımızın değerini bilir ve onların sanatçı ruhlarını hep özleriz, bu da bir sosyo-etnografik bilimsel gerçektir.