Kadın sarsıldı. Hiçbir şey söyleyemedi. Hatta kendi özüyle bile konuşamadı. Duruyordu öylece. Bir süre sonra, düşünceleri
söküldü yavaş yavaş. "Anlatmak," dedi içinden. "Sanki yaşantımız, salt bir düğümü çözmeye bağlı. Yüzlerce, binlerce olay iç içe oysa. Bugünü nasıl kavrayabilirim, bugünü yaşarken?"
Edebiyatımızda daha çok Güneydoğu'nun ağalık sistemi, töre, topraksızlık, işsizlik, yoksulluk, eğitimsizlik gibi sorunlarını işleyen usta öykücü, usta romancı Bekir Yıldız, bu kez evlilik kurumuna evrensel bir eleştiri getiriyor. İki insanın sağlıkta ve hastalıkta, iyi günde ve kötü günde birbirinin yanında olmak üzere söz vererek kurduğu evlilik kurumu aslında içinde ne türden ikiyüzlülükler, sahtelikler ve yalanlar barındırır? Ve bu yalanların üstüne kurulu olan düzen aslında iki insanın samimi bir birlikteliği midir yoksa toplumsal olanın dayatmaları ile kurulmuş kirli bir şirket midir? Bekir Yıldız'ın büyük tartışmalar yaratmış kitabı Evlilik Şirketi, köhnemiş bir kurum üzerine tazeliğini kaybetmeyen bir tartışma.