Insanligin toplumsallasma süreci içinde, bu sürecin hem kurucu bir ögesi hem de sonucu olan eylem, davranis, tutum ve düsünceler; tarihsel dönemlerin ve sosyo-kültürel cografyalarin farkliligina ragmen, genel geçer ahlâk degerlerine, norm ve ilkelere isaret eder.Iktisadin ve teknolojinin her seyi belirledigi, tek yönlü olarak salt kazanci arttirmak üzere rasyonalize edilmeye endekslenen günümüz dünyasinda, yarar hesapçiliginin yikici etki ve sonuçlarini yansitan elestirel bir aynaya ve özgürlük, esitlik, adalet, hosgörü gibi niteliksel degerlerin de oldugunu animsamaya ihtiyacimiz var. Iste bir bilim, bir felsefi disiplin ya da ögretiler toplami olarak anlasilabilecek olan etik bize, evrensel ölçekte geçerli oldugu düsünülen ahlâki degerlerin, ilke ve normlarin var oldugunu söylemekte, bunlari bilgi olarak sistematize edip insanin önüne koyarak, buradan hareketle ahlâki eylem ve davranislarin, tutum ve tercihlerin türetilecegi umudunu vermektedir. Elinizdeki metin, etigin tarihinden damitilmis ahlâkilik ögretilerini ve düsüncelerini; kronolojik bir incelemenin yapay bütünleyiciligine teslim etmeden, gerek içerikleri gerek amaç ve hedefleri gerekse de bir biyolojik doga-varligi ve toplumsal akil-varligi bütünlügü (ya da bölünmüslügü) olarak anlasilan insanin özgürlük ve iradeyi kavrayisi bakimindan essüremli bir analizde degerlendirmektedir. Bu analizde etik, bir bilim ve felsefi disiplin olarak öteki bilim ve felsefi disiplinlerle olan iliskisiyle ele aliniyor ve son tahlilde, böyle bir analiz, ister istemez ahlâkilige giden yolun kilavuzuna da dönüsüyor. Bu kaçinilmaz dönüsüm, öteki uygulamali bilimler ile etigin iliskisinin karsilastirilmasini da zorunlu kildigi için egitim, hukuk, çevre, kadin haklari gibi ahlâkiligin özellikle göz önünde bulundurulmasi gereken alanlara etik bir perspektif getiriyor. Pieper'in etik incelemesi, etik metinlerine "giris" kilavuzu olmanin da ötesinde, özellikle günümüz Türkiye'sinde ahlâki bir yol gösterici islevi tasiyor.