Insani öteki canlilardan ayiran özelliklerden birisi de insanin tarihinin olmasidir. Bunu herkes kabul etmekle birlikte, bugün sanat sorunlariyla ilgiili tartismalarla ya hiç ilgi kurulmadan ya da yanlis anlamalara dayali yanlis ilgiler kurularak yürütülmektedir. Örnegin ayni konuda düsünen filozoflarin fikirleri farkli ya da zit oldugunda, bu fikirlerin birbirini çürütecegi, geçersizlestirecegi, dolayisiyla tarihten ögrenilecek bir sey olmadigi düsünülmektedir. Estetik Doktrinler bize bu tarihi sunuyor; öyle ki, bu kitapla, sanat sorunlariyla ilgili düsüncelerini dile getiren büyük düsünürler birbiriyle diyalog halinde bir arada ele alinabilir.