Böyle yaşamayı, yaşamak sanan bu insanlar, acaba bazı kitapları okusaydı böyle kalabilirler miydi? O kitapları okumuş olsalardı, bugün böyle davranabilirler miydi? Yine ümit besleyen iç sesi bu cümleleri tekrarlıyordu. “Kes sesini, kes, sen bir aptalsın…” diye usulca mırıldandı. Bu sözleri, düşündüğü kadar sessiz değildi. Bu usulca mırıldanma bile, bu kadar kalabalık bir ortamda herkes tarafından duyulmuştu. Bu basit şeye bile tepki verme fırsatını kaçırmamaya alışan toplum, defalarca yüzüne tuhaf bakışlar atarak tepkilerini göstermişti. İç sesi ile konuşmasına devam etti: “Ne yapabilirsin ki? Farkında bile değiller…”
Entelektüel, beyefendi bir yazar; bir şehir içi otobüsü ile evine varabilme savaşı verdiği sıradan bir akşamda, hiç de sıradan olmayan bir kriz ile hayatının değişeceğinden habersizdi.
Hastalarını müşteri olarak gören profesyonel bir psikiyatrist, evinde verdiği partisini bölmemek için kahramanımızı aldığı bekleme odasında işler çığrından çıkınca, özel bir hastanenin acil servisine kaldırılır. Nobel ödüllü bir doktor haberdar olur olmaz,
özel uçağına atlayıp bu krize neden olan hastalığı incelemek için Amerika’dan gelince olaylar hızlanır.
Helikopter yolculukları, gökdelenlerdeki hastanelerde ileri teknolojiye sahip medikal cihazlar ve akademik ödüllere sahip profesörlerin yeni ilaç formülleri geliştirme çabası da tedavi sürecine katılır. Ne olacağını tahmin etmenin imkânsız olduğu, olayların düşmeyen bir tempo ile aktığı “Entel Ektüel” kitabını elinizden bırakamayacaksınız.
Mizah ile yoğrulmuş, macera dolu özgün kurgusu ile unutamadığınız kült romanlarınız arasına girmeye aday, iddialı bir roman...