Eğitim politikaları bir zümrenin, bir grubun veya bir ideolojinin kendini ispat etme alanı değil, bir ÜLKE ÖDEVİDİR. Ülkemizde Cumhuriyet’in ilk döneminde büyük bir adanmışlıkla gelen başarıdan sonra maalesef, eğitim siyaset ilişkisi, sıralama sınavı, her Milli Eğitim Bakanı ve YÖK Başkanını etkileyen iz bırakma sendromu, müdür ve öğretmen yetkinlikleri gibi sorunlara kağıt mühendisliği yaklaşımı ile çözümler bulmaya çalıştık. Gelecek avuçlarımızın arasından kayıp giderken, artık toplum olarak NESİL KURTARMANIN SEÇİM KURTARMAKTAN çok daha önemli olduğunu idrak etmeli ve önümüzdeki yirmi yılı kapsayacak ulusal milli bir eğitim programı yapmalıyız.