Fyodor Mihailoviç Dostoyevski, edebiyat otoritelerinin dünyanin en büyük romancilari arasinda bas siraya yerlestirdigi bir isim. Eserleriyle modern psikolojinin gelisimine kapi araladigi gibi, 20. yüzyil edebiyatina da damgasini vurmus; ancak birkaç kusagin katedecegi fikrî mesafeyi ve degisimi bir insan yasamina sigdirabilmis müstesna bir kisilik. Kimilerine göre deli, kimilerine göre bir dâhi... Çagdasi Turgenyev’e göre ''alçak'' bir insan, Freud’a göreyse bir ''baba katili''... Hiç süphe yok ki, eseriyle oldugu kadar karakteriyle de tartismalara konu olmus ve ufuk açmis bir yazar. Henri Troyat’nin kaleme aldigi bu biyografide, Dostoyevski’nin eserlerine konu olan felsefi, ahlaki ve psikolojik tartismalarin, yazarin hayatindaki izdüsümlerini/çikis noktalarini buluyoruz. Özellikle çocukluk ve gençlik yillarini karabasana dönüstüren ''zalim baba'' figürünün, yazarin hayati boyunca mustarip oldugu epilepsi hastaliginin, Sibirya sürgününde tamamladigi dört yillik kürek mahkûmiyetinin, sonradan karisi olacak Mari Dimitriyevna Issayev’e karsi besledigi imkânsiz askin, tekrar tekrar tuzagina düstügü kumar iptilasinin ve nihayet 19. yüzyil Rus edebiyat çevreleriyle arasindaki gelgitli iliskinin, Dostoyevski’nin eserini nasil sekillendirdigini ögreniyoruz. Dünyanin en usta edebiyatçisini, bir insan olarak tanimak isteyenlere...