... Bu dünya yoksul insanlardan ne istiyorsa hepsini fazlasıyla yapıyorlardı. Babası bankadaki küçük memurlara kahvaltılarını getiriyor, annesi yabancıların çamaşırları uğruna kendini harap ediyor, kız kardeşi müşterilerin keyiflerine göre tezgahın arkasında oradan oraya koşturup duruyordu. Ama daha fazlasına gücü yetmiyordu artık.
Annesi ile kız kardeşi babasını yatağına götürdükten sonra geri dönüyor, işlerine el sürmeden, birbirlerine iyice sokularak neredeyse yanak yanağa oturuyorlardı, sonra annesi Gregor'un odasını göstererek, "Kapat o kapıyı Grete!" diyordu. Gregor yine karanlıkta kalıyor, hemen yanı başındaki kadınların ya gözyaşları birbirine karışıyor veya ikisi de hiç gözyaşı dökmeden donuk gözlerle masaya bakıyordu. İşte o zaman Gregor'un sırtındaki yara sanki yeni açılmış gibi acımaya başlıyordu...