I?nsanog?lu, tarihin belli bir bölümünde, yas¸adıg?ı çag?la geçmis¸ dönemler arasında benzerlikleri fark etmis¸ ve geçmis¸le bugün arasında geçmis¸, s¸imdi ve gelecek içerisinde yer alan zamansal bir bag? kurmuştur.
Marx ve Engels, diyalektik yöntemlerini tanımlarlarken genellikle diyalektiğin temel niteliklerini formüle eden filozof olarak Hegel’i gösterirler. Ancak bu, Marx ve Engels’in diyalektiğinin Hegel’in diyalektiği ile aynı olduğu anlamına gelmez. Gerçekte, Marx ve Engels, Hegel diyalektiğinin idealist kabuğunu bir yana iterek, onun yalnızca rasyonel özünü almışlar ve onu daha da geliştirerek, ona modern, bilimsel bir biçim vermişlerdir.
Marx’ın felsefi sisteminin temelinde sadece dünyayı anlamak, algılamak düs¸üncesi deg?il, bunun da ötesine geçen dünyayı deg?is¸tirmek düs¸üncesi yer almaktadır.
Marx ve Engels tarafından kurulmuş olan tarihsel materyalizm, tarih ve toplumların sosyo-ekonomik gelişiminin diyalektik bir süreçle ilerlediğini öne sürer. Kültür, siyaset ve toplumsal gelişmeler üretim tarzı dolayısıyla ekonomiyle yakından ilgilidir.
Bu bağlamda, ekonomi ve üretim biçimi toplumun alt yapısını; kültür, sanat ve felsefe de üst yapısını oluşturur.
Joseph Stalin’in yazdığı Diyalektik Materyalizm ve Tarihsel Materyalizm adlı bu eser, Marx’ın tarihsel materyalizm ile ilgili görüşlerine günümüzde tekrar güncellik kazandırmıştır.