Bir kasim sabahi, 16 yasindaki William Heller New York metro sistemine girdi. William trenlere tutkundu, özellikle metro trenlerine. Metro istasyonlarini, yeryüzüne ve kendisine dayatilan gerçeklige tercih ettigi için ona "Dipteki Çocuk" denmisti. William da artik kendisi olabilmek istiyordu, korkmadan. Bunun için kaldigi "özel okul"dan kaçti, ilaçlarini almayi birakti ve dünyayi kurtarmak için, Manhattan'in altinda kuruldugu söylenen o mitolojik sehri aramaya daldi. Pesinde Dedektif Lateef ve annesi Violet oldugu halde.John Wray, üçüncü romani, Dipteki Çocuk'ta bizi sizofreni hastasi William Heller'in dünyasini kesfe çagiriyor. Sadece bir tür ile tanimlanmayi siddetle reddeden bu roman, hem New York sehrinde ve metrosunda geçen, heyecanini esrarindan alan bir dedektiflik hikâyesi, hem fantastik simgelerle dolu bir yeralti romani, hem de trajik bir büyüme öyküsü olabilmeyi basariyor. Bir sizofrenin gerçekle olan o ince bagi ve aynada gördügü suretinin devamli degismesi, romandaki kuvvetli ve sasirtici derecede siirsel anlatima olanak sagliyor.Ilk sayfalarinda Salinger'in meshur karakterini animsatan fakat yeraltina indikçe etkileyici ve yogun üslubu ile insan psikolojisinin karanlik yanina dogru ilerleyen William'in hikâyesinde, kendi iç dünyanizdan izler bulacaksiniz. Çünkü Dipteki Çocuk aslinda "dünyayi kurtarmak" için dogduna inaniyor/ya siz ne için dogdunuz?"John Wray'in gürültülü treninin pencerelerinden, insan ruhunun barindirdigi o derin karanligin manzarasini yakalayabiliriz. Dipteki Çocuk, ergenlige adim atan bir çocugun gölgelerle dolu iç dünyasini aydinlatirken, kendimizinkine dair de ipuçlari veren, sürükleyici ve tedirgin edici bir yolculuk."Colson Whitehead