Bu eser, din felsefesi üzerine yapilmakta olan bir dizi derleme çalismanin bir parçasi olarak ortaya çikti. Ancak, Mutezile’nin ele alindigi bu metnin digerleri arasindaki yeri oldukça ayricalikli. Bunun en temel nedeni, Mutezile’nin, Islam düsüncesinin hazirlayici ve kurucu bir okulu olmasidir. Bugünden bakildiginda, düsünce tarihiyle mesgul olanlarin Mutezilî mirasin basitçe asildigini zannetmeleri oldukça naif bir yorumdur. Mutezile gelen-eki, tarihsel süreç içindeki yok sayma, sindirme, disarida birakma politikalarina ragmen, varligini bugün de hâlen oldukça bariz bir biçimde hissettirmektedir. Içinde yer aldigimiz zaman diliminde, Mutezile’nin dogusundaki tarihsel baglama yakin teolojik ve felsefi sorunlarla karsi karsiyayiz. Bunlara karsi Mutezilî gelen-ekten devsirilecek çok sey var. 2 ciltlik seçkinin ikincisi, Mutezilî mirasi olabildigince çok yönlü bir sekilde takdim etmekte; konular, epistemolojiden ontolojiye degin, temel metinler ve onlarin çagdas yorumlari esliginde islenmekte...