Kullanilan dil açisindan Islam toplumunun homojen diyebilecegimiz yapisi, hicri ikinci asrin ortalarindan itibaren çesitli faktörler nedeniyle degismis, bu degisim dile, dolayisiyla Kur’an’in anlasilmasina da yansimistir. Bu durumu hisseden müfessir ve dilci alimler, lafizlarin anlamini ve dilin kurallarini belirlemek amaciyla çalismalar yapmis, bu çalismalarin sonuçlri tefsire yansimis; garibü’l-Kur’an, meani’l-Kur’an, vücuh-nezair ve i’rabü’l-Kur’an adiyla birçok eser telif edilmistir. Bu tür eserlerin yazilmasindaki en temel amaç, Kur’an’in anlasilmasi konusunda dille ilgili sorunlarin giderilmesidir. Dolayisiyla bu birikim, dil kaynakli anlama sorunlarinin asgariye indirilmesi açisindan günümüz tefsir çalismalarina da katki saglayacak niteliktedir.