Daima değişiyoruz ve değişme şeklimizi seçmek, hatta tasarlamak istiyoruz. Değişim, siyaset veya terapi yoluyla, din veya spor
yoluyla, üretkenlik veya büyüme yoluyla, ilişkiler veya ilişkilerden uzak durma yoluyla, sanat veya bilim yoluyla aranabilir.
Değişimin bir arzu nesnesi olduğu aşikârdır, gerçi asıl istenen değişim, tercih edilen yönde gerçekleşecek bir değişimdir.
Hayatlarımızın sürekli ileriye doğru giden bir hikâye olmasını istiyoruz. Ancak değişim, belirsiz bir arzu nesnesi olarak büyüleyici
olduğu kadar dehşet verici de olabilir.
Kendimiz için isteyebileceğimiz değişim türlerini nasıl keşfedeceğiz? Ve eğer mümkünse, bu mevcut değişim biçimlerini diğer
insanların bizi ikna etmeye hevesli olduğu değişimlerden nasıl ayırabiliriz?
Adam Phillips değişimle ilgili eğilimlerimizi, değişmeyi isterken gerçekte ne yönde değiştiğimizi, ne ölçüde istediğimiz yönde
değişebileceğimizi keşfe çıkıyor