Dünyâ ölçeginde “Tevhîd”e zarar veren, “Tevhîd”i sirke dönüstüren her türlü görünmez/örtülü odaklari cin kavrami içerisinde degerlendirmek mümkündür. Baska bir deyisle ifâde etmeye çalisirsak “Tevhîd’i bölen ister seytânî isterse insânî olsun her türlü gizli plan/eylem örtülü cinciligin bir ürünüdür.” Kur’ân örtülü/görünmez/sinsi bu varliklarin serlerinden korunmanin, ancak Allah’a siginmakla mümkün olacagini çok açik bir sekilde söylemektedir. Bu çerçeveden bakildiginda insânlar üzerinde Rabb’lik, Melik’lik ve Ilâh’lik taslayanlar Tevhîd’in egemenligini bölmekte ve insânlari Allah yerine kendilerine kul/köle hâline getirmeye çalismaktadirlar. Bu nedenle yapilan bu eyleme “Cin Çarpmasi” yerine “Cin Bölmesi” adini vermek daha isâbetlidir. Her gün bizler sürekli bir “Cin Bölmesi” tehlikesiyle karsi karsiyayiz. O kadar çok bölündük ki, ipi kopan dagilmis tesbih taneleri gibi olduk. Gönlümüz zihnimiz parça parça oldu. Ülkelerimiz/ sinirlarimiz bölündü; mezheplerimiz/mesreplerimiz/dillerimiz/dinlerimiz bölündü; mescidlerimiz, okullarimiz, is yerlerimiz hatta evlerimiz bölündü. Üstelik olanca hiziyla sürüyor bu bölünme. Ne kadar küçük parçalara ayrilirsak o kadar güzel lokma oluyoruz çagdas cinler sofrasinda.