Edebiyatımızın en sıradışı figürlerinden biri olan Fikret Ürgüp’ün bütün eserlerine Sait Faik Abasıyanık ve Ahmet Hamdi Tanpınar üzerine yazdığı yazılarla devam ediyoruz. Dizinin ilk kitabı
Çivili Sandıklar’da yayınlanmış ve yayınlanmamış öyküleriyle
şiirlerini okurla buluşturmuştuk. Bu defa iki dostu üzerine yazdığı yazılarla devam ediyoruz Ürgüp külliyatına.
Cevapsız Kalan Telgraf bir yazarın; hekimliğini ve dostluğunu unutmadan, edebiyatımızın iki çınarına dair yazdığı yazıları bir araya getiriyor.
Bir Hikâyeci ve Şair başlıkları altında toplanan yazılarda hem çok keskin bir eleştirel akıl, hem de dostluğun getirdiği oldukça yakın bir bakış var. Bu iki edebiyatçı için belki de ilk defa dile getirilen görüşlerle...
Öykücü, şair, denemeci, ressam ve psikiyatr Fikret Ürgüp’ün bütün eserlerinin ikinci cildi Cevapsız Kalan Telgraf bizi büyük fotoğrafla bir adım daha yaklaştırıyor. Selim İleri’nin sunuşuyla
Estetik yaklaşımın yanı sıra, iç dünyalarında yaşatılmış Sait Faik’le Tanpınar; acıları, kaygıları, huzursuzluklarıyla, az sevinçleri ve bol mutsuzluklarıyla, yıllar öncesinden bugüne çıkageliyorlar.
Ancak Ürgüp gibi sanat duyuşu çok yüksek bir yazarın sonsuz şefkatiyle.
Veda ediş, özleyiş yazılarında, Ürgüp, bakıyorsunuz, sanki kendinden sonraki zamana seslenmiş.