Simmel, bir disiplin olarak sosyolojinin kurucularindan biri olmasina ve özellikle Kracauer ve Benjamin gibi Frankfurt Okulu kuramcilarini derinden etkilemis olmasina ragmen uzun yillar unutulmus bir düsünür olarak kaldi. 80'li yillarda baslayan modernlik tartismalariyla birlikte, özellikle Anglosakson düsünce dünyasi içinde önemi yeniden fark edilen Simmel'in kaleme aldigi çok sayida eserden yapilmis bir seçki Bireysellik ve Kültür. Seçkide sosyolojinin kültür, tahakküm, çatisma, mübadele gibi temel kavramlarini açimlayan, yabanci, yoksul, cimri, maceraci gibi sosyolojik "tipler" hakkinda son derece özgün gözlemler gelistiren, bireysellik, özgürlük, duyular, ask, askinlik ve din gibi geleneksel olarak felsefeye ait görülen temalar üzerinde sasirtici ve düsündürücü fikirler gelistiren yazilara yer verildi.