Cemal Yildirim, kendi tarihini yaratanlardan… Babasi tarafindan ilkokula bile gönderilmek istenmemesine ragmen direnen Yildirim, ahirdan bozma bir köy enstitüsünde baslayan egitimini ABD’de, Indiana Üniversitesi’nde egitim felsefesi ile bilim felsefesi alanlarinda yaptigi doktorayla sürdürür; profesörlüge yükselir. 1925’te baslayan mücadelelerle dolu bu yasam serüvenine on bes telif, iki de çeviri eser dahil eder. Bilimsel makaleler, arastirma raporlari, bildiriler, inceleme yazilari bunlari izler. Böylece, yasami ve eserleriyle her türlü bagnazliga karsi ‘Aydinlanmaci’ saflarda yer alir. “Felsefenin evrensel amaci, dünyayi ve yasam anlayisimizi ussal düzeyde islemek, ilgi alanimizda bize kavramsal açiklik saglamaktir. Felsefe ‘çözüm’ diye getirdigi sonuçlardan çok ele aldigi sorunlar, sorunlara yaklasim biçimiyle kimlik kazanir” yorumunu yapan Cemal Yildirim, Hans Reichenbach’in Bilimsel Felsefenin Dogusu (The Rise of Scientific Philosophy) adli basyapitini Türkçeye kazandirir, seksenli yillardan itibaren ülkemizde Bilimsel Felsefe akiminin ve Bilim Felsefesinin önde gelen adi olarak taninir. Bir Us ve Bilim Savasçisi adli bu kitap, otuzun üzerinde biliminsaninin, felsefecinin katkisi sonucunda ortaya çikmistir. Derleyiciler ise Bilim ve Bilimsel Felsefe Çevresi’nin üyeleridirler.