“Ben, İbni Sina’yım. Yaşadığım dönemde ‘hekimlerin prensi’
unvanına layık bulunan bir hekimim.
Varlığımı bilimin sadece materyalist algısı üzerinden tanımlayamam.
Bilimi bu şekilde düşünmek, onun felsefesini
algılamamaktan kaynaklanır. Bilimin felsefesini
Tanrısal boyutta düşünmek hem bilimi
hem de uğraşan insanı yüceltir. Bu aynı zamanda bir öğretidir.
Bu öğreti babamın bağlı olduğu İsmailizm felsefesinden bana kalan bir mirastır. Babamdan kalan öğretiler gibi
yaşadığım dönem öncesinden gelen öğretiler de bilimin
felsefesini algılamamda bana sonsuz kaynaklar sundu.
Tüm öğretilerden çıkarımım şuydu: Tanrı dünyaya beni
İbni Sina olarak kendimi aramam için gönderdi.
Gösterdiği yol tarikat, mağfiret ve hakikat yoluydu.
Kendimi ararken onu aramaya başlayacağımdan ve
onu bulacağımdan eminim ki şüphesi yoktu.
Bilim, kültür, felsefe, din ve tıp alanında yüzlerce yazılı eser bıraktım.
Toplumların bıraktığım eserleri okuduktan sonra beni ve
ilmimi algılamalarını tercih ederim.”